6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ilk maddesi şu şekildedir; “sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir”.
Sözleşmenin içeriğinde bulunması gereken şartlar başta kanun gereği olabileceği gibi tarafların isteklerine göre de oluşturulabilir. Hangi tür sözleşme olduğuna bağlı olarak kanuni şartlar farklılık gösterebileceği gibi, tarafların istekleri doğrultusunda hazırlanan sözleşmenin daha sonra uyarlanabilmesi de yine tarafların istekleri doğrultusunda hazırlanmış sözleşmenin içeriğinden anlaşılabilir nitelikte olması tarafların iradelerine göre şekillenir. Sözleşmenin başlığı, konusu, , tarafları, taraf yükümlülükleri, tarafların edimleri, ifa şekli, ifa yeri, ifa zamanı, ödeme tutarı hangi para birimi üzerinden ödeneceği ve kur tespiti, ödeme şekli, temerrüt halinde temerrüt cezası ve ödeme şekli, sözleşmeden cayma halinde ceza şartı ve ödeme şekli, garanti şartı ve süresi, sözleşmenin feshi şekil ve şartları, sözleşmenin imza tarihi, imza yeri, nüsha sayısı, sözleşme süresi, anlaşmazlıklarda öngörülen çözüm yolları (tahkim gibi), yetkili mahkeme, sözleşme ekleri, sözleşme dili gibi hususlar sözleşmenin içeriğinde bulunması uygundur ve dahası sözleşmenin açık ve anlaşılır dilde olması, yoruma veya şüpheye mahal vermemesi önemli noktalardan bir diğeridir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 26. Maddesi gereğince “taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler” şeklinde tanımlanarak sözleşme özgürlüğü kanuni kısıtlamaya tabidir. Bu kısıtlamalar “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan” şeklinde Türk Borçlar Kanunu’nun 27. Maddesinde belirtilmiş olmakla birlikte bu tür sözleşmeler kanunen kesin olarak hükümsüzdür. Lakin sözleşmenin içerdiği hükümlerden “bir kısmının” hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemediği aynı kanun maddesinde açıkça yazmakla birlikte, bu bahsi geçen hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin “tamamı” kesin olarak hükümsüz olacağı da bilinmelidir. Dolayısı ile sözleşme hazırlanması aşamasında ilgili konuya ilişkin detaylıca irdeleme yapılmalıdır.